ANKARA/ELMADAĞ/AKÇAALİ KÖYÜ WEB SAYFASI
SELAMLAR
son
  • Deviantart
  • Twitter
  • FrindFeed
  • Facebook
  • RSS

  •  
    akcaali.koyu
     
      FORUM SAYFASI
      Ana Sayfa
      GALERİ
      KOMİK RESİMLER
      Anketler
      Ziyaretçi defteri
      İletişim
      Haberler
      Çanakkale Şehitlerimiz
      İlahi İndir
      Mavi Marmara Hatırası
      Dünya Şampiyonu Elmadağ'da
      Kuran-ı Kerim Video
      Sohbet Sayfası
      Online Tv
      MP3 Dinle
      Bilen Kazanır
      Yazı Arşivi
      Film izle
      Köşe Yazarları
      ilginç Bilgiler
      Duyuru
      İlahi Görüntülü
      Videolar
      Uydu Görüntüsü
      forum anasayfa
      facebookkayit
      index
    Copyright © 2011 akcaali-koyu.tr.gg tüm hakları saklıdır.
    Yazı Arşivi

    ---------------

    Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
    Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
    O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
    O benimdir, o benim milletimindir ancak.

    Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
    Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
    Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
    Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

    Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
    Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
    Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
    Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

    Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
    Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
    Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
    'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

    Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
    Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
    Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
    Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

    Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
    Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
    Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
    Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

    Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
    Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
    Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
    Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

    Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
    Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
    Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
    Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

    O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
    Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
    Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
    O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

    Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
    Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
    Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
    Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
    Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

    Mehmet Akif Ersoy

    Gitme ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım Elemim bir yüreğin karı değil, paylaşalım Ne yapıp ye'simi kahreyleyeyim, bilmem ki? Öyle dehşetli muhitimde dönen matemki! Ah! Karşımda vatan namına bir kabristan yatıyor şimdi Nasıl yerlere geçmez insan Şu mezarlar ki uzanmış gidiyor, ey yolcu Nereden başladı yükselmeye, bak, nerede ucu
    Sakarya Türküsü İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat! Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne, Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine; Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için. Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur, Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur. Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük? Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! .. Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya! Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal. Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal, Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan; Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan. Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân; Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an! Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu; Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu? Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna; Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna? Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir? Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir! Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler; Sakarya, kandillere katran döktü geceler. Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya, Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya! İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su; Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu. Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek; Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek? Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl! Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl! Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun, Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun! Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız; Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız! Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider! Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz; Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz! Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! .. (1949)
    ---------------

    KÖYÜMÜZ TARİHÇESİ  
      Akçaali, Ankara ilinin Elmadağ ilçesine bağlı bir köydür.

    Akçaali tatarların bir uzantısı olup tatar avcı ali adında birisi tarafından 1832 yılında kurulmuştur o günlerde adı avcıali olan köy günümüze akçaali olarak gelmiştir.

    köy adını avcıali den değil oğuzların akça ali boyundan almıştır.

    Düzeltme ( 3. Akça Ali Oymağı: Avşar boyundan Recepli Avşarlarına bağlı olan Türkmen topluluğunun Zamantı’da meskun olduğu kayıtlıdır. 1703 yılından itibaren diğer Recepli Avşarı obalarıyla birlikte Belih nehri boyları ve Rakka’ya iskan edildi. Ancak bir müddet sonra bir kısmı iskandan kaçıp etrafa dağılarak Kars ve Çıldır taraflarına gittiler. Rakka’ya iskan olan Recepli obalarının 1729 yılındaki tahririnde Akça Ali obası 16 hane ve 8 mücerret nüfusa sahipti. Ankara’nın Elmadağ ilçesine bağlı Akçaali köyü bu obadan kalmadır. Belgelerde Rakka, Karaman, Kırşehir, Kadirli, Sis, Zamantı, Kars-ı Maraş ve Kayseri’de yerleştiği görülüyor.)
    Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır.
     
    MUHTARLIK  
      Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları:

    > 2004 - ZEKİ AKSOY
    > 1999 - NURİ TÜNEL
    > 1994 - TEVFİK TEMİZGÜL

    > 1989 -
    > 1984 -
     
    KÜLTÜR  
      Köyün en önemli kültürel özelliklerinden olan misafir perverlik ve yine kültürel yemeklerinden tirit,tatlılarından höşmerim yöreye has baklava yaprak sarmasıdır.önemli ata oyunlarımızdan sinsin ve yöresel ankara oyunlarıdır  
    YÖRESEL BİLGİLER  
      ELMADAĞ/AKÇAALİ KÖYÜ
    Ankara, Turkey, 6780
    Koordinat
    Enlem: 39.80901°
    Boylam: 33.10981°
     
    Tüm Hakları Sakldır. Copyrıght. Desing by akcaali-koyu.tr.gg | Ziyaretçi Sayısı: 31 - Tıklanma: 89 - İp Adresiniz: 195.142.247.7